Emlak | Konular | Kitaplar

Kiracıların beklediği yasa komisyonda görüşülmeye başlanıyor..

TBMM Adalet Komisyonu, kiracı lehine düzenlemeler de içeren Türk Borçlar Kanunu Tasarısı üzerindeki görüşmelere başlıyor.

Adalet Komisyonu, kiracı-ev sahibi ilişkisi konusunda kiracı lehine hükümler içeren, alt komisyonun da raporunu hazırladığı tasarıyı gündemine aldı. Komisyon, tasarıyı 5 Kasım Çarşamba günü görüşmeye başlayacak.

Tasarıya göre, kira bedellerinde yapılacak artış, bir önceki yılın üretici fiyat endeksini (ÜFE) geçemeyecek.

Konut ve iş yeri kiralarında depozito, 3 aylık kira bedelini aşamayacak. Dövizle yapılan kira kontratlarında, 5 yıldan önce artış yapılamayacak. Güvence olarak para verilmesi kararlaştırılmışsa kiracı, mal sahibinin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatıracak.

Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda kiracı, eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemeyecek.

Kiracı, kiralanan yeri sözleşmeye uygun olarak özenle kullanacak ve komşulara gerekli saygıyı gösterecek. Aksi halde kiracının sözleşmesi iptal edilecek.

KEFİL OLMADA EŞ RIZASI

Kiracı-ev sahibi ilişkisi dışında da önemli düzenlemeler içeren tasarıya göre, eşler, birbirlerinin rızasıyla kefil olabilecek.

Alacaklı, borçlunun peşine düşmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden müteselsil kefili takip edebilecek.

Verilen her türlü kefalet, 10 yıl sonra kendiliğinden ortadan kalkacak.

Kumar ve bahisten doğan alacak hakkında dava açılamayacak ve takip yapılamayacak; kumar ve bahis borcu için isteyerek yapılan ödemeler geri alınamayacak.

Sözleşmelerde, güvenli elektronik imza kullanılabilecek. Güvenli elektronik imza, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracak.

Ismarlanmayan bir malı alan kişi, söz konusu malı geri göndermek veya saklamakla yükümlü olmayacak.

Boş kağıda atılan imzanın üzerine sonradan yazılan metnin, imza atanın iradesine uygun olduğu kabul edilecek.

Tehlike arz eden bir işletmenin faaliyetlerini yürüten kişiler, bu faaliyetlerin gerektirdiği izni veya ruhsatı almış olsalar bile, tehlike olgusunun doğurduğu zarardan sorumlu olacak.

Bir başkasına ait bina veya diğer yapı eserlerinden zarar görme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu tehlikenin giderilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını hak sahiplerinden isteyebilecek.

Hakim, sosyal güvencesi olmayan ve acil paraya ihtiyacı olan zarar görene, davalının ''geçici tazminat'' ödemesine karar verebilecek.

Satıcı, alıcıya karşı; satın alınan malda; alıcının beklediği yararları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki, ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olacak.

İşveren; kadın ve erkek işçilerin cinsel tacize uğramamaları ve cinsel tacize uğramış olanların da daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri alacak.