Emlak | Konular | Kitaplar

Yalılar ve merak edilenler

Gizemli bir dünya olan Boğaziçi'nde yalılar ayrı bir dünyadır... Bizans döneminde kullanımayan, güvenlik gerekçesiyle iskanına sıcak bakılmayan Boğaziçi'nde yerleşim Osmanlı Devleti ile birlikte başladı
Başlançta yazlık olarak kullanılan Boğaziçi, kaloriferin kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte kış aylarında da yaşanır hale geldi.

500 yıllık geçmişe sahip olan Boğaziçi'nde yerleşim ilk zirvesini Lale Dönemi'nde yaptı. Tarihçilerin anlattığına bakılırsa, o dönemdeki ihtişama bir daha asla erişemedi.

1850'ler Boğaziçi'nde ayrı bir dönüm noktasıdır. Şirket-i hayriye'nin düzenli seferler gerçekleştirmesiyle Boğaziçi'nde ulaşım kolaylaştı. Öyle bir dönem düşünün buharlı gemilerin olmadığı dönemde, devrin padişahı bile 3.5-4 saatte ulaşırmış, Tarabya'dan Sarayburnu'na... Şirket-i Hayriye'nin buharlı gemiler çamlıştınması Boğaziçi'nin en önemi olaylarıdnadn birisidir. Daha sonra 1930'lı yıllarda açılan sahil yolları gelir ki, buununla da karadan ulaşım kolaylaşmıştır...

Boğaziçi'nin yağmalandığı dönem ise 1980'lerdir... Bugün yağma bitti sayılır ama Boğaziçi'nin de o eski güzelliğinden eser kalmamıştır... Şimdi bunları bir kenara bırakalım ve Boğaziçi'ni biraz da "emlak" açısından inceleyelim

Boğaz'ın en pahalı yalısı hangisi?

Boğaz ve yalılar ile ilgili en fazla merak edilen sorulardan birisi de en pahalı yalının hangisi olduğudur.

Bir yalının önünden geçerken özelliklerini anlatmaya başladığınızda hemen sorarlar bu yalı kimin? Ardından ikinci soru gelir kaç para yapar?

Bir yalının fiyatının kaç lira yaptığı (ki bu çoğu zaman milyon dolar ile ifade edilir. Şimdiye kadar fiyatı Türk Lirası ile ifade edilen yalıya rastgelmedim.) çok değişkendir. Klasik Kayserili yaklaşımı ile alacak mısınız, satacak mısınız?

Eğer icraya düştüyse yok pahasına satılır. Kimi zaman değerinin yarısına... Kimi zaman bunun da altına. Ama alıcıysanız fiyat neredeyse ikiye katlanır. Neyse bunlar uzun konular...

Yalıların fiyatıyla ilgili en kapsamlı çalışmayı, şimdiye kadar Türkiye'nin önde gelen gayrimenkul şirketlerinden Century 21 yaptı ama bu çalışmadaki fiyatlar çok tartışıldı. Fakat bu çalışmadan başka yalıların fiyatıyla ilgili genel bir değerlendirme yok.

Century 21 uzmanlarının verdiği bilgiye göre yalı fiyatlarında şunlar etkili: Yalının yakın çevre ile olan ilişkileri (semti, komşuları, ulaşımı gibi), yalının denize olan cephe genişliği (ne kadar genişse yalı o kadar değerlidir), denizin akıntı durumu (çöp toplanma, kirlenme gibi), yalının önündeki su derinliği (ne kadar derin olursa o kadar iyi), yalının boğazdan geçen şileplerin rotaları üzerinde bulunup, bulunmaması (olası kazalarda zarar görme riskleri bakımından), restore edilip, edilmemiş olmaları, yalının işlevsel özellikleri, (yaşamaya ne kadar uygun) önemli faktörler. Bu faktörleri genellersek içi tamamen modernize edilmiş, yirminci yüzyılın rahatlığına ve işlevselliğine sahip, denize olan cephe genişliği fazla olan ve dıştan en iyi şekilde korunan, orijinalliğini yitirmemiş yalının fiyatı diğer yalılara oranla yüksektir. Komşuları da unutmamak gerekir. İyi bir komşu kimi zaman yalının değerini iki katına bile çıkartabilir.

Boğazdaki birçok yalının gerçek sahipleri kendilerini açıklamak istemez. Yalı sahipleri bu gizliliği yalıyı satarken de gösterir ve yalının satışından çok az insanı haberdar ederler. Önce aile içinde halletmeye çalışılır, satamazlarsa yakın çevreleri aracılığıyla yalıyı elden çıkarmayı denerler. Çok fazla emlak komisyoncusunun araya girmesinin yalı fiyatını düşüreceğine inanırlar. Aracı olmadan, doğrudan kendileri yalının satışıyla ilgilenirler. Eğer bunu yapamazlarsa, bu sefer emlakçının kapısını çalarlar. Ama öyle her emlakçı olmaz. Bu işte uzmanlaşmış emlakçıların... Bu emlakçılar da zaten yalı almak için hazır bekleyen en az birkaç kişi vardır. Çok gizli olarak yapılan görüşmelerin sonunda, potansiyel müşterilere önce yalı ile ilgili bilgi verilir. Satılığa çıkartılan yalının kime ait olduğu daha sonra söylenir. Yani bu yalı satışına aracılık yapan emlakçıların işlerinin en önemli kısmı sır tutmaktır.

Bir bütün olarak baktığımızda Boğaz'ın en pahalı yalıları ya devletin ya da yabancı devletlerin elindedir. Yabancı devletlerin elindeki yalı ve arazileri Osmanlı Devleti döneminde verilmişti. O zaman elçilik yazlığı olarak kullanılan bu muhteşem binaların Cumhuriyet'in kurulmasının ardından İstanbul Başkonsolosluğu yazlığına dönüştürüldü.

Boğaziçi'nde kaç yalı var?

Bir yalı uzmanına en çok sorulan soruların başında bu gelir Boğaz'da kaç yalı var? Bunun cevabı o kadar zordur ki? Yol yalıları dahil mi, değil mi? (Bazı yalılar, geçmişte denize sıfır konumdayken daha sonra önünden yol geçmiştir ve 'yol yalısı' olmuştur) Saraylar ve kasırlar dahil mi, değil mi? Avrupa Yakası'nda mı, Anadolu Yakası'nda mı? Bazen bir yalı arsasında iki, üç bina oluyor. Bunlar bir mi birden fazla mı yalı sayılmalı? Mesela Çırağan Sarayı, yalı sayılmalı mı, sayılmamalı mı? Eğer sayılırsa burada sizce kaç yalı var?

Bu alandaki en yetkili kurum olan Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün bile bu konuda net bir cevap vermesi neredeyse olanaksız. Cevap verse bile bunun tartışılacağı kesin.

Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Boğaziçi'nde toplam 366 tane birinci, ikinci ve üçüncü dereceden tarihi eser niteliği taşıyan yalı bulunuyor. Tarihi niteliği olmayanlar da dahil edildiğinde Boğaz'ın iki yakasında toplam 600 yalı bulunuyor. Yalı olup olmadığı tartışılan binaları da eklerseniz bu sayıyı bine bile çıkarabilirsiniz.

Bu arada Sarıyer'de 136, Beykoz'da 109, Üsküdar'da 84, Beşiktaş'ta ise 37 tarihi eser niteliğinde yalı var. Boğaz'daki toplam birinci sınıf tarihi yalı Beykoz 18, Üsküdar 24, Sarıyer 41 ve Beşiktaş altı olmak üzere 89. İkinci sınıf tarihi yalıların dağılımı ise Beykoz 64, Üsküdar 20, Sarıyer 74 ve Beşiktaş 30 olmak üzere 208, üçüncü sınıf tarihi eser niteliği taşıyan yalı ise Beykoz 27, üsküdar 20, Sarıyer 21, Beşiktaş ise bir olmak üzere toplam 69.

Boğaziçi hakkında bunları bilin!

*Boğaz'ın, Karadeniz'e açıldığı Anadolu ve Rumeli Feneri ile Sarayburnu-Kız Kulesi arasındaki düz çizgi 29 kilometre 900 metre. Eğer kıyı uzunluğu baz alınacak olursa Rumeli Feneri-Ahırkapı arası Haliç dahil 46 kilometre, Anadolu Feneri-Kız kulesi arası 34 kilometre.

*Boğaz genişliği konusunda büyük farklar gösterir. Rumeli ve Anadolu Feneri arası 3 bin 600 metre, Yenimahalle-Sütlüce arası 925 metre, Büyükdere Koyu ile Umur Koyu arası 3 bin 550 metre, Yeniköy-Çubuklu arası bin 480 metre, İstinya-Kanlıca arası 790 metre, Rumeli Hisarı ile Anadolu hisarı arası 698 metre, Kandilli Burnu ile Bebek arası 720 metre, Defterdar burnu ile Beylerbeyi arası 980 metre, Şemsipaşa-Salıpazarı arası bin 675 metre, Sarayburnu-Kızkulesi önü bin 780 metre, Ahırkapı-Kavakburnu arası 2 bin 240 metre.

*Boğaziçi'nden Kuzey'den Güney'e doğru giden büyük akıntı Karadeniz'in fazla sularının Marmara'ya doğru akması şeklinde izah edilir. Boğazın kuzeyinde ortadan olan bu akıntı, Avrupa yakasında Yeniköy'e yaklaştıktan sonra Kanlıca'ya yönelir. Buradan boğazın dar kısmına girer Rumeli hisarı önünde 'Şeytan Akıntısı'nı meydana getirir. Buradan Kandilli Burnu'na akar. Sonra Avrupa yakasında Arnavutköy'e yönelir. Vaniköy önünde Maskara Akıntısı'nı oluşturur. Beylerbeyi-Üsküdar arasında, Anadolu Yakası'na yakın akar. Kız Kulesi'nden Sarayburnu'na doğru devam eder ve buradan Marmara'ya akar. Saatte ortalama beş kilometre hızda olan bu akıntı Boğaz'da kuzey rüzgarları etkili olduğu günlerde daha da hızlanır.

Hristiyan yalıları ekseriyetle gri renge, Türk yalıları ise aşı boya, beyaz ve yeşile boyanırdı.

*Tanzimat devri yöneticileri ilk defa bu devirde İstanbul'a getirtilen yabancı mimarlara, Boğaz'da büyük ve gösterişli yalılar yaptırdı. Bu devirde gelen ünlü mimarlar İtalyan Fossati, İngiliz Smith, Fransız Garnier, Bourgeosis, Alman Barnrarnodt ve Zaranko'ydu. Bu yeni mimari yaklaşıma ek olarak devlet yöneticilerine ait olan yalılar Avrupa zevklerine göre düzenlenmeye başlandı. Yeni Dolmabahçe Sarayı'nı ve bazı köşkleri Fransız Sechan dekore etti. Ardından Tophane Müşiri Damat Fethi Ahmet Paşa ve Cihan seraskeri Rıza Paşa Avrupa tarzı salon takımlarını yalılarına koydu. Zevk sahibi ve sarayların düzenlenmesini üzerine almış olan Fethi Paşa, yabancı dekoratörleri kendisi getirtiyor ve Avrupa'dan alınacak eşyaları kendisi belirliyordu. Bu dönemde yalılardaki yaşam tarzı da Avrupalılaştı. Suareler düzenleniyor, maskeli balolar yapılıyor ve vezirlerin kabul günleri belirlenerek gazeteler aracılığı ile halka bildiriliyordu.

*Osmanlı döneminde yalıların bir ilginç özelliği ise, eğer yalı sahibi paşa, efendi veya ağa sürgündeyse pencereleri ve kapıları kapalı durur, yalı sahibi affedilmeden bu yalılarda bir canlılık gözlemlenmezdi.

*Boğaziçi'nde oturmaya başlama ve buradan göçetme yılın belirli aylarında olur ve müsaadeler padişahlar tarafından çıkartılan iradeler ile verilirdi. Genelde 5 Mayıs'ta Hıdırellez ile yalılara taşınılır ve 12 Kasım?a, Zemheri'den 40 gün önceye kadar burada kalınırdı.

Milliyet


Konular